30 Ekim 2017 Pazartesi

Çatalağzı'na gelecek denetçilerin dikkatine!!! (Sevcan ÖZELLİ)



FOX TV’nin Çatalağzı ve Muslu Bölgelerinde kurulan ve yeni kurulacak olan termik santrallerin, bölge halkının sağlığına ve çevreye verdiği zararlara yönelik haberleri üzerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı denetçilerin önümüzdeki günlerde bölgeye giderek, çeşitli ölçümler yapacağını yine FOX TV’de Fatih Portakal açıkladı.
Peki, bölgeye gelen denetçiler nereleri inceleyecek, neleri ölçecekler?
Öncelikle denetçilere, maaşlarını ödeyen halk ve devlet adına görev yaptıklarını hatırlatalım.
Her zaman olması gerektiği gibi, bu görevleri sırasında da kanunlara harfiyen uymaları gerektiği ve vicdanlarının sesine kulak vermeleri gerektiğini belirtelim.
Termik santrallerin 30-50 kilometre yarı çaplı alanda yaşayan, yaklaşık 500 bin insanın hayatını ve sağlığını etkilediğini, burada bulunan binlerce dönüm orman alanında ve tabiatta yaşayan yabani hayvanların vebalinin de üzerlerinde olduğunu ifade edelim.
Denetçiler bu dünyada kamu adına görev yaparken kanunlara, öbür dünyada da Yaradan’a karşı sorumlu olduklarını unutmamalıdır.
Denetçilerin ölçüm yapmaları gereken alanlara gelince:
Öncelikle hava kalitesini ölçmeleri ve varsa zehirli gaz atıklarının oranlarını tespit etmeliler.
Ormanlarda ağaçların gelişimini, insanların yediği sebze ve meyvelerin etkilenip etkilenmediğini belirlemelidirler.
İçme sularını, yeraltı sularını ve deniz suyunu incelemeli, kimyasal zehirlenme olup olmadığını tespit etmelidirler.
Ayrıca termik santrallerin kenarlarından, borularla dereye bırakılan koyu renkli sıvı atıklardan örnek almalı ve laboratuvarlarda incelenmesini sağlamalıdırlar.
Bu bağlamda kullandıkları kimyasal maddelerin atıklarını ve kaplarını ilgili yönetmeliği uygun olarak, Bakanlıktan lisans almış yetkili bir firmaya imha ettirip ettirmediklerini, varsa bunların belgelerini incelemelerini, yoksa nede n olmadığını ilgililere sormalarını öneririm!
Kül barajlarının toprakla yalıtımının tam olup olmadığını incelemeli, çevresinde bulunan ağaçlara etki yapıp yapmadığını tespit etmelidirler.
Bu incelemeleri sadece santral bölgesinde değil, etkili oldukları 30-50 kilometre yarıçaplı alanda da yapmalılar.
Yeri gelmişken, bazı firmaların işletme ruhsatlarını bu güne kadar neden alamadıklarını, halen geçici ruhsatla üretim yaptıklarının sebepleri üzerinde durulması gerekmektedir.
Diğer taraftan işçilerin çalışma koşullarının, kullandıkları koruyucu malzemelerin iş sağlığın ve iş güvenliğine uygun olup olmadıkları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlenmelidir.
Ayrıca anılan bölgede, halkın hangi hastalıklara maruz kaldığının ve hastanelere gidiş sebeplerinin de araştırılması gerekir.
Zonguldak’ta yaygın olan kanser ve solunum yolu hastalıklarının, termik santrallerin çevreye ve havaya verdiği kirlilikten kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalıdır.
BEÜ Çocuk Onkolojisi Bölümünde yatan çocuk hastaların, hastalanma sebeplerinin ne ölçüde termik santrallerle ilgili olduğunun da ortaya çıkarılmasında fayda vardır.
Bu konular Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görev alanına girmeye bilir ama Sağlık Bakanlığı ile işbirliği yaparak gerekli araştırma ve incelemelerin yapılmasında, sonuçlarının tüm kamuoyu ile paylaşılmasında büyük yararlar vardır.
Son olarak şunu da belirteyim; denetim elemanları yaptıkları ölçümleri, aldıkları örnekleri ve bu konularla ilgili bilgisayar verilerini bizzat kendileri almalı veya gözetimlerinde alınmasını sağlamalıdırlar.
Termik santral yöneticilerinin bilgisayar ortamında, sanal olarak hazırlayacağı verilere itibar etmemelidirler.
***
Portakal’ın ince göndermesi!
Yıllardır kömürlü termik santrallerin zararları konusunda yazı yazsamda, halk üzerinde yeterince etkili olduğunu söyleyemem.
Bunun sebebi benim bilgisizliğim veya konuyu ifade etmekteki acizliğim değildir.
Sesimi yeterince duyuracak imkanlara sahip olmayışımdır.
Konuya FOX adlı televizyon el atıp 26-27 Ekim tarihlerinde haber yapınca, yayınları hem Zonguldak hem de ülke çapında ses getirdi.
FOX TV Çatalağzı ve Muslu beldelerinde kurulu olan ve yeni kurulacak termik santrallerin halkın sağlığına ve çevreye verdiği zararları, daha geniş kitlelere duyurmuş oldu.
Halkımız kendisine uzatılan mikrofonlara, bu konuda düşüncelerini açıkça söyleme imkanı buldu.
Haberlerin etkisiyle, halkın diğer bölümü de uyarılmış veya uyandırılmış oldu.
Ancak zoruma giden tarafı, bugüne kadar eski santrallerle imkanları dahilinde mücadele etmeyen, hatta etmek istemeyen Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün’ün yağ gibi suyun yüzüne çıkmasıdır.
Sadece yeni santrallere karşı itiraz sesini yükselten Akgün’ün, eski santrallerin yönetimlerine de kanunlara uygun üretim yapmaları hususunda çeşitli itirazlarda bulunmaları gerekirdi.
Ayrıca Adnan Akgün Zonguldak yerel basınını da suçladı.
Bende kendisine diyorum ki; sen hangi gerekçelerle santral yönetimleriyle iyi geçiniyorsan, hangi gerekçelerle sermayenin yanında yer alıp sendikalı işçileri sendikalarından istifaya ikna etmişsen, yerel basında aynı sebeplerle termik santraller aleyhine haber yapmıyor olabilir!
Benim gibi düşünenlere gelince; biz sadece yeni kurulacak santrallere değil, eski santrallerin çevreyi daha çok kirleten üretim anlayışlarına da karşıyız.
Çünkü halkı kurulu olan santraller zehirliyor.
Bizim mücadelemiz kömürlü termik santralleri savunan kör, anlayışsız ama işbirlikçi zihniyetlerledir.
Bizim karşı olduğumuz nokta, bizzat kömürlü termik santrallerin çevreyi kirletici, halkın sağlığını bozan üretim teknolojilerinedir.
Ayrıca yapılan bu mücadele ticari şirketlere karşı değil, köhnemiş yönetim anlayışlarınadır.
FOX haberlerde Fatih Portakal’ı dinlerken, Zonguldak yerel basınına ince göndermeler yaptığını duyduk.
Portakal Zonguldak yerel basınını termik santrallerin yarattığı sorunlara yeterince yer vermemekle eleştirdi.
Bu konuda herkesin iğneyi kendisine, çuvaldızı başkalarına batırmaları gerekir.
Portakal haksız mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder