10 Ağustos 2017 Perşembe

Biz Haklıyız

Nisan ayı başından itibaren Eren Enerji şirketinde Disk olarak eren işçisi arkadaşlarımız ile bir sendikal faaliyet yürütmekteyiz. Yaşanılan bu süreç de neler yaşandı? Neler başarıldı ve hangi kısmı eksik kaldı düşüncesi ile bir değerlendirme yazısı kaleme alma ihtiyacı hissettik. Her şeyden önce şunu açık bir şekilde ifade etmek isteriz ki örgütlenme çalışmalarımıza başladığımız andan itibaren ki samimiyetimiz ne ise bu yazı da o samimiyet bakışı ile kaleme alınmıştır.


Örgütlenme süreci nasıl başladı? İşçi arkadaşlarımızın sorunları nelerdi?

Konfederasyonumuza bağlı genel iş sendikamızın örgütlü olduğu belediyelerde çalışmalar yürütülürken belediye başkanları tarafından disk ile irtibat kurularak sendikamıza ulaşıldı. İşçilerin örgütlenme talepleri var ve disk ile yol yürümek istediklerini tarafımıza iletilmiş oldu ve bizde bu talep üzerine gerekli irtibat sağlanarak Çatalağzı’nda ilk toplantımızı gerçekleştirmiş olduk. Yapılan toplantılarda işçi arkadaşlarımızın sorunlarını dinleyip onlar ile birlikte bir yol haritası çıkarmaya çalıştık.  Yaşanılan sorunların ilk başında
1: İş güvencesinin ortadan kalktığını ve her gün işten atılmak ile tehdit edildiklerini
2: İşveren tarafından 2 yıl süre ile zam yapılmayacağını bu maaş ile çalıştırılmaya zorlandıklarını.
3: İnsan olmaktan kaynaklanan bazı temel haklarımızın (su, çay, insan yerine konulma vs..) karşılanması.
4: Bu taleplerin karşılanıp güvence altına alınması ve tis imzalanmış olması.
Bahsedilen talepler yapılan birçok işçi toplantısında çalışan arkadaşlarımız tarafından sözlü bir şekilde dile getirilen taleplerdi bu talepler doğrultusunda çalışmalar yürütüldü ve bu işe niyetli arkadaşlarımız tarafından bir komite ile de birlikte koordine edilmeye başlandı.
Yine yapılan toplantılar da sendika tarafından dile getirilen %1 baraj sorunu Eren enerjide 750 üye hedeflenerek aşılması da alınan kararlar altındaydı.


Süreç nasıl gelişti? Neler yaşandı?
Her şeyden önce ne yapmaya çalıştıysak ne karar aldıysak işçi arkadaşlarımız ile birlikte almaya çalıştık. Onların iradesinin önüne geçecek bir karanın altına imza atmadık. Yürütülen mücadelede yalnız olmadığımızı göstermek için bir kamuoyu desteği yaratabilmek için paneller düzenledik ve işçi sınıfının birlik mücadele dayanışma gününde disk olarak işçi arkadaşlarımız ile birlikte yerimizi aldık. Biriktirdiğimiz gücümüzün karşısında işveren yetkilileri ile bir görüşme sağlayarak işçi arkadaşlarımızın taleplerini iletmiş olduk. Sendika olarak iş güvencesinin kımızı çizgimiz olduğunu işten işçi atılması durumunda ise şirket kapısının bizim için bir direniş alanı olduğunu da gerek işverenlere gerekse de Zonguldak basınına yapılan açıklamalar ile iletmiş olduk. Tüm iyi niyetli çabalarımız bir takım çıkar ekipleri tarafından farklı yorumlanarak kullandığımız kelimeler cımbızlanarak farklı anlamlar yüklenerek ve ayrıca hakkımızda ortaya atılan yalan haberler (Hepsi hakkında savcılığa suç duyurusu yapılmıştır.) ile var olan birliğimiz kırılmaya dağıtılmaya çabalanmıştır. İşverenlerimiz ise boş durmamış başta 160’lık olmak üzere tüm arkadaşlarımızı işten atmak ile her gün tehdit etmeye devam ettiler. Tüm bu yalanlara ve baskılara rağmen işçi arkadaşlarımız inançlarını ve kararlılıklarını sınamak isteyenlere cevap olarak kavgadan kaçmayacaklarını göstermek için temsilcilik binalarını açarak sendika binası önünde dik duruşlarını tüm dosta düşmana göstermiş oldular.  Bu dik duruş kültürü şüphesiz diskin işçi sınıfı içerisinde oluşturduğu yılların bilgi, birikiminden ve söyleminden ve işçilere aşıladığı cesaretten gelmekteydi. Bu tablo karşısında sermaye temsilcileri durdurulamayan bir inancın karşısında işçi arkadaşlarımıza çeşitli rüşvetler altında ( ustalık, formenlik vs..) parçalama yöntemlerini tercih ettiklerini hep birlikte yaşadık ve ayrıca açık yüreklilik ile her fırsatta dile getirdiğimiz sorunlar kısmi olarak ta sermaye cephesi tarafından karşılanacağının sözleri verilmeye başlanmış oldu ve işçi arkadaşlarımız arasında bazı isimler basın tarafından işçi liderleri ilan edilerek birliğimizin içerisine umutsuzluk tohumları ekilmeye başlandı. Açık yüreklilik ile söylemekte fayda var başarılı olduklarını da söyleyebiliriz. İşçilerimizin var ettikleri başarı ve birlik konuşulmak yerine içerimizde yaşanılan motivasyon sorunu asıl gündemimizi tutmaya başlamış bulundu. Aslı hedeflerimizi bir kenara bırakıp iç motivasyonu sağlama çabalarımız içerisinde işçi arkadaşlarımıza işten işçi atılmayacağının kısmi garantisi verilmesi, %8 civarını bulan zam verilmesi ve ayrıca da çalışma koşulların da ellerinden alınan en temel insani taleplerin karşılanmış olması bir kısım arkadaşımız açısından yeterli bir durum olarak değerlendirilerek nihai hedeflerimizi bir kenara bırakarak temmuz ayı başında sendikamızdan ayrılmaya başlamış oldular.
Durumu özetlemek gerekirse başta yola çıktığımız hep birlikte hedeflediğimiz dört talepten üçü her türlü yalana ve tehdide rağmen fiili mücadele ile karşılanmış ama 750 kişi hedefi ile % 1 ülke barajı ve tis hedefimize ulaşamadığımız durumu ile karşı karşıya kalınmıştır ve güvence altına bu kazanımlar alınamamıştır.


Eren İşçilerini ne bekliyor?
Sermaye cephesinin içimize salmış olduğu zehir elbette etkisini sürdüreceği şüphesizdir ilk mücadeleye başlarken kader birlikteliği yapan ekiplerin yerini gündelik çıkarları için çabalayan ekipler, kurtuluşu sarı sendikalarda arayan ekipler, sınıf mücadelesinden aldığı kültür ile disk ile devam edecek olan işçiler olarak üç parçalı bir mücadele süreci önümüzdeki günlerde karşımızda duracağı aşikardır. Ortaya çıkan bu tablo her şeyden önce sermaye cephesi tarafından tam aranan ortam olacaktır. İşçilerin başka sendikalara yöneldikleri bir tablo karşısında gücünü işçi sınıfına dayandırmayan her mücadele yenilmeye mahkumdur. Çalıştığımız iş kolu ağır ve tehlikeli iş kolları arasına giren bir iş kolu. Ortalama her yıl 150 enerji işçisi arkadaşımızı sermayenin kar hırsına kurban verdiğimiz bir çalışma ortamında (verili sayılar her geçen gün bu sayının artacağını da ortaya koyuyor) bu konuları görmezden gelen sermayenin bu azgın saldırıları karşısında fiili mücadeleyi esas almayan maşa başı pazarlıklar ile bu işi çözeceklerini iddia edenler işçilerin mücadele süreçleri içerisinde tarihin sahnesinde çöplüğü gömülecektir. Eren işçilerini bekleyen tek gerçeklik ise bu yol ayrımında ya kurucu bir nüve olacaklar sermayenin karşında emeğin bayrağını en yukarıya taşıyacaklar ya da tarih sahnesinde yok olanlar ile birlikte (bugün kazanıyormuş gibi zannetseler bile) geleceklerini ipotek altına aldıracak seçeneğe imza atacaklar.



Disk Olarak neler yapılacak?
Yukarıda da belirtik ama tekrar etmek gerekirse işçi arkadaşlarımızın talepleri kısmi de olsa yürütülen fiili mücadele ile karşılanmış vaziyette ama yeterli olmadığının da farkındayız ancak yürütülen bu mücadelede bize inanan ve güvenen tüm işçi arkadaşlarımız ile yol yürümeye devam edeceğiz hiçbir işçi arkadaşımız bundan en ufak bir şüphe duymasın. Yürütülen bu mücadelede eksik bıraktığımız ne var ise onu da birlikte aşmak için taşın altına elimizi koymaya devam edeceğiz. Diskli işçiler ile yürütülecek sendika okullarında bilinçli işçiler toplulukları oluşturmaya Zonguldak ve ülkemizde, çalıştığımız iş yerinde işçi sınıfına yönelik yapılan saldırıların karşısında diskliler olarak mücadele bayrağını en önde taşımaya devam edeceğiz.  Bizim ile de yol yürüyecek arkadaşlarımız ile Türkiye enerji çalışanları meclislerinde enerji işçilerin en temel sorunları olan güvencesizlik ve iş cinayetlerine karşı en geniş işçi cephesini öreceğiz. Kurtuluş olarak sarı sendikayı seçen arkadaşlarımızı asla hain, dönek gibi sıfatlar ile suçlamayacağımızı belirtmiştik. İşçilerin iradesi bizim açımızdan esastır yaptıkları yanlış tercihi onlara anlatmaya enerji işçilerinin kurtuluşu olan mücadeleci sendikacılık çizgisine davet etmeye devam edeceğiz
Tüm işçi arkadaşlarımız şunu iyi bilsinler ki sarı sendikacılığın karşısında mücadeleci sendikacılık kazanacak DİSK’li işçiler kazanacak.
Yaşasın İşçilerin Birliği


Dip Notlar. Elbette uzun bir süre içerisinde değerlendirme yapılırken unutulan değinmediğimiz konular olmuş olabilir ancak tüm işçi arkadaşlarımız tüm samimiyetimiz ile bu yazıyı kaleme aldıklarımız dan emindirler ve ayrıca yazıyı kaleme aldığımız esnada telefon ile bizi ulaşan güç veren disk ailesi ile birlikte yürüyeceğini deklare eden yüzlerce işçi arkadaşımıza da teşekkürü borç biliriz.