Nisan ayı başından itibaren Eren Enerji şirketinde Disk olarak eren işçisi arkadaşlarımız ile bir sendikal faaliyet yürütmekteyiz. Yaşanılan bu süreç de neler yaşandı? Neler başarıldı ve hangi kısmı eksik kaldı düşüncesi ile bir değerlendirme yazısı kaleme alma ihtiyacı hissettik. Her şeyden önce şunu açık bir şekilde ifade etmek isteriz ki örgütlenme çalışmalarımıza başladığımız andan itibaren ki samimiyetimiz ne ise bu yazı da o samimiyet bakışı ile kaleme alınmıştır.
Örgütlenme süreci nasıl başladı? İşçi arkadaşlarımızın sorunları nelerdi?
Konfederasyonumuza bağlı genel iş sendikamızın örgütlü olduğu
belediyelerde çalışmalar yürütülürken belediye başkanları tarafından disk ile
irtibat kurularak sendikamıza ulaşıldı. İşçilerin örgütlenme talepleri var ve
disk ile yol yürümek istediklerini tarafımıza iletilmiş oldu ve bizde bu talep
üzerine gerekli irtibat sağlanarak Çatalağzı’nda ilk toplantımızı
gerçekleştirmiş olduk. Yapılan toplantılarda işçi arkadaşlarımızın sorunlarını
dinleyip onlar ile birlikte bir yol haritası çıkarmaya çalıştık. Yaşanılan sorunların ilk başında
1: İş güvencesinin
ortadan kalktığını ve her gün işten atılmak ile tehdit edildiklerini
2: İşveren
tarafından 2 yıl süre ile zam yapılmayacağını bu maaş ile çalıştırılmaya
zorlandıklarını.
3: İnsan
olmaktan kaynaklanan bazı temel haklarımızın (su, çay, insan yerine konulma
vs..) karşılanması.
4: Bu
taleplerin karşılanıp güvence altına alınması ve tis imzalanmış olması.
Bahsedilen talepler yapılan birçok işçi toplantısında çalışan
arkadaşlarımız tarafından sözlü bir şekilde dile getirilen taleplerdi bu
talepler doğrultusunda çalışmalar yürütüldü ve bu işe niyetli arkadaşlarımız
tarafından bir komite ile de birlikte koordine edilmeye başlandı.
Yine yapılan toplantılar da sendika tarafından dile getirilen
%1 baraj sorunu Eren enerjide 750 üye hedeflenerek aşılması da alınan kararlar
altındaydı.
Süreç nasıl
gelişti? Neler yaşandı?
Her şeyden önce ne yapmaya çalıştıysak ne karar aldıysak işçi arkadaşlarımız ile birlikte almaya
çalıştık. Onların iradesinin önüne geçecek bir karanın altına imza atmadık.
Yürütülen mücadelede yalnız olmadığımızı göstermek için bir kamuoyu desteği
yaratabilmek için paneller düzenledik ve işçi sınıfının birlik mücadele
dayanışma gününde disk olarak işçi arkadaşlarımız ile birlikte yerimizi aldık. Biriktirdiğimiz
gücümüzün karşısında işveren yetkilileri ile bir görüşme sağlayarak işçi
arkadaşlarımızın taleplerini iletmiş olduk. Sendika olarak iş güvencesinin
kımızı çizgimiz olduğunu işten işçi atılması durumunda ise şirket kapısının
bizim için bir direniş alanı olduğunu da gerek işverenlere gerekse de Zonguldak
basınına yapılan açıklamalar ile iletmiş olduk. Tüm iyi niyetli çabalarımız bir
takım çıkar ekipleri tarafından farklı yorumlanarak kullandığımız kelimeler cımbızlanarak
farklı anlamlar yüklenerek ve ayrıca hakkımızda ortaya atılan yalan haberler
(Hepsi hakkında savcılığa suç duyurusu yapılmıştır.) ile var olan birliğimiz
kırılmaya dağıtılmaya çabalanmıştır. İşverenlerimiz ise boş durmamış başta
160’lık olmak üzere tüm arkadaşlarımızı işten atmak ile her gün tehdit etmeye
devam ettiler. Tüm bu yalanlara ve baskılara rağmen işçi arkadaşlarımız
inançlarını ve kararlılıklarını sınamak isteyenlere cevap olarak kavgadan
kaçmayacaklarını göstermek için temsilcilik binalarını açarak sendika binası
önünde dik duruşlarını tüm dosta düşmana göstermiş oldular. Bu dik duruş kültürü şüphesiz diskin işçi
sınıfı içerisinde oluşturduğu yılların bilgi, birikiminden ve söyleminden ve
işçilere aşıladığı cesaretten gelmekteydi. Bu tablo karşısında sermaye
temsilcileri durdurulamayan bir inancın karşısında işçi arkadaşlarımıza çeşitli
rüşvetler altında ( ustalık, formenlik vs..) parçalama yöntemlerini tercih
ettiklerini hep birlikte yaşadık ve ayrıca açık yüreklilik ile her fırsatta dile
getirdiğimiz sorunlar kısmi olarak ta sermaye cephesi tarafından
karşılanacağının sözleri verilmeye başlanmış oldu ve işçi arkadaşlarımız
arasında bazı isimler basın tarafından işçi liderleri ilan edilerek
birliğimizin içerisine umutsuzluk tohumları ekilmeye başlandı. Açık yüreklilik
ile söylemekte fayda var başarılı olduklarını da söyleyebiliriz. İşçilerimizin
var ettikleri başarı ve birlik konuşulmak yerine içerimizde yaşanılan
motivasyon sorunu asıl gündemimizi tutmaya başlamış bulundu. Aslı hedeflerimizi
bir kenara bırakıp iç motivasyonu sağlama çabalarımız içerisinde işçi
arkadaşlarımıza işten işçi atılmayacağının kısmi garantisi verilmesi, %8
civarını bulan zam verilmesi ve ayrıca da çalışma koşulların da ellerinden
alınan en temel insani taleplerin karşılanmış olması bir kısım arkadaşımız
açısından yeterli bir durum olarak değerlendirilerek nihai hedeflerimizi bir
kenara bırakarak temmuz ayı başında sendikamızdan ayrılmaya başlamış oldular.
Eren
İşçilerini ne bekliyor?
Sermaye cephesinin içimize salmış olduğu zehir elbette
etkisini sürdüreceği şüphesizdir ilk mücadeleye başlarken kader birlikteliği
yapan ekiplerin yerini gündelik çıkarları için çabalayan ekipler, kurtuluşu
sarı sendikalarda arayan ekipler, sınıf mücadelesinden aldığı kültür ile disk
ile devam edecek olan işçiler olarak üç parçalı bir mücadele süreci önümüzdeki
günlerde karşımızda duracağı aşikardır. Ortaya çıkan bu tablo her şeyden önce
sermaye cephesi tarafından tam aranan ortam olacaktır. İşçilerin başka
sendikalara yöneldikleri bir tablo karşısında gücünü işçi sınıfına
dayandırmayan her mücadele yenilmeye mahkumdur. Çalıştığımız iş kolu ağır ve
tehlikeli iş kolları arasına giren bir iş kolu. Ortalama her yıl 150 enerji
işçisi arkadaşımızı sermayenin kar hırsına kurban verdiğimiz bir çalışma
ortamında (verili sayılar her geçen gün bu sayının artacağını da ortaya
koyuyor) bu konuları görmezden gelen sermayenin bu azgın saldırıları karşısında
fiili mücadeleyi esas almayan maşa başı pazarlıklar ile bu işi çözeceklerini
iddia edenler işçilerin mücadele süreçleri içerisinde tarihin sahnesinde
çöplüğü gömülecektir. Eren işçilerini
bekleyen tek gerçeklik ise bu yol ayrımında ya kurucu bir nüve olacaklar sermayenin
karşında emeğin bayrağını en yukarıya taşıyacaklar ya da tarih sahnesinde yok
olanlar ile birlikte (bugün kazanıyormuş gibi zannetseler bile) geleceklerini
ipotek altına aldıracak seçeneğe imza atacaklar.
Disk Olarak
neler yapılacak?
Yukarıda da belirtik ama tekrar etmek gerekirse işçi
arkadaşlarımızın talepleri kısmi de olsa yürütülen fiili mücadele ile
karşılanmış vaziyette ama yeterli olmadığının da farkındayız ancak yürütülen bu
mücadelede bize inanan ve güvenen tüm işçi arkadaşlarımız ile yol yürümeye
devam edeceğiz hiçbir işçi arkadaşımız bundan en ufak bir şüphe duymasın. Yürütülen
bu mücadelede eksik bıraktığımız ne var ise onu da birlikte aşmak için taşın
altına elimizi koymaya devam edeceğiz. Diskli işçiler ile yürütülecek sendika
okullarında bilinçli işçiler toplulukları oluşturmaya Zonguldak ve ülkemizde,
çalıştığımız iş yerinde işçi sınıfına yönelik yapılan saldırıların karşısında
diskliler olarak mücadele bayrağını en önde taşımaya devam edeceğiz. Bizim ile de yol yürüyecek arkadaşlarımız ile
Türkiye enerji çalışanları meclislerinde enerji işçilerin en temel sorunları
olan güvencesizlik ve iş cinayetlerine karşı en geniş işçi cephesini öreceğiz. Kurtuluş
olarak sarı sendikayı seçen arkadaşlarımızı asla hain, dönek gibi sıfatlar ile
suçlamayacağımızı belirtmiştik. İşçilerin iradesi bizim açımızdan esastır
yaptıkları yanlış tercihi onlara anlatmaya enerji işçilerinin kurtuluşu olan
mücadeleci sendikacılık çizgisine davet etmeye devam edeceğiz
Tüm işçi
arkadaşlarımız şunu iyi bilsinler ki sarı sendikacılığın karşısında mücadeleci
sendikacılık kazanacak DİSK’li işçiler kazanacak.
Yaşasın
İşçilerin Birliği
Dip Notlar.
Elbette uzun bir süre içerisinde değerlendirme yapılırken unutulan
değinmediğimiz konular olmuş olabilir ancak tüm işçi arkadaşlarımız tüm
samimiyetimiz ile bu yazıyı kaleme aldıklarımız dan emindirler ve ayrıca yazıyı
kaleme aldığımız esnada telefon ile bizi ulaşan güç veren disk ailesi ile
birlikte yürüyeceğini deklare eden yüzlerce işçi arkadaşımıza da teşekkürü borç
biliriz.