23 Eylül 2017 Cumartesi

Biz Dostu da Düşmanı da Elbet Biliriz


               Eren Enerjide kölece çalışma koşullarına karşı başlatılan sendikal mücadelede Eren şirketi yasa, kanun tanımadan 13 işçi arkadaşlarımızı işten çıkardı. Eren enerjinin bu zorbalığına karşı DİSK’li işçilerin başlattıkları direniş 1. Ayını geride bıraktı. Tam bir aydır Eren işçileri işlerine geri dönme mücadelesi yürüttüklerini, yaşadıkları baskılara ve tehditlere karşı nasıl direndiklerine hepimiz her Cuma saat 16:15 de Eren şirketi kapısında şahitlik ediyoruz. Eşleri, çocukları, anne ve babaları ile o kapıda olan işçiler her Cuma yapılan hukuksuzluğa emek dostları ile birlikte seslerini yükseltiyorlar. 

              İşten atılan işçi arkadaşlarımız kısa bir süre önce içeride ki çalışma faaliyetlerinden dolayı Eren şirketi tarafından terfi ettirilmiş ve çalışmalarından dolayı da kendilerine teşekkür edilmiş işçiler. Yaptıkları işlerinde tecrübe ve deneyim sahibi olan işçiler kısacası kalifiye elemanlar ve meslek sahibi olan işçiler. Birçoğunuz şu soruyu sorduğuna da eminiz “maden bu kadar deneyimli olan işçiler, meslek sahipleri neden başka yerde çalışmıyorlar, evlerine ekmek götürmek yerine neden Pazar yerlerinde bildiri dağıtıyorlar neden her Cuma o kapıda bağırıyorlar?            


           
             Yaşadığımız yer küçük aynı sosyal ortamlarda bulunuyor ve aynı kahveleri paylaşıyoruz. Bu soruyu soranlarında kendi aralarında yaptıkları fısıltıları hepimiz duyuyoruz “ bu böyle gelmiş böyle gider siz mi düzelteceksiniz”  “ 13 salak bir araya gelmiş bağırıyor ekmeğinize bakın siz”  “ Eren şirketinin arkasında devlet, vali, emniyet var gücünüz yetmez” “ belediye başkanları sattı sizi onlar sahip çıkmadan başaramazsınız” veya işçilerin haklılığını bilip haksız işten atmalara karşı bahane üreterek “o küfür etti çıkarıldı veya zaten çıkmak istiyorlardı kendilerine bahane buldular” gibi lafların hepsini duyuyoruz ve açık söyleyelim hepinize gülüyoruz, gülüyoruz çünkü bizim sırrımız tam da bura da başlıyor.
          Siz vicdanınızı rahatlatmak için dünyanın en onurlu işini yapan çocuklarının ekmek davasına sahip çıkan işçilere korkularınızı yenemediğiniz için bahaneler üreterek saldırıyorsunuz ya, 91 yılında madencilerin yarattığı o şanlı mirasın arkasına saklanıyorsunuz ya, ekmekleri için mücadele eden işçilerin mücadelesini oturduğunuz yerden küçümsüyorsunuz ya size şu gerçeği hatırlatmadan geçemeyeceğiz, her mücadele zafer ile bitmez biliyoruz biz de eren şirketine karşı verdiğimiz mücadeleyi kaybedebiliriz ama mücadele etmeyenler zaten yenilmişlerdir bunu iyi bilesiniz. Siz de gerçek hayatta kaybetmişsiniz oturduğunuz koltuklarınızda bunun farkında bile değilsiniz. İnsan olana gördüğü haksızlık karşısında susmamak yakışır. Haksızlık karşısında ses çıkaranın sesine ses katmak yakışır. Dedik ya bizim sırrımız da tam budur. Mücadelemizin bir yanı işe geri dönme mücadelesi olduğu kadar bir yanı da insan kalma mücadelesidir, anlamadığınız tamda budur. Her hafta yapılan eyleme çocuklarımızı alıp gelmemiz de bundandır zulmün karşısında baş eğmesinler diye haksızlığa direnen bireyler olsunlar diye. Sizin kulaklarınıza küpe olsun diye şunu da ekleyelim direniş okul gibidir, öğretir, büyütür, direnmeyen ise çürür yok olur.

          Geçen 1 aylık süreç içerisinde elbette dayanışmayı da gördük, paylaşmayı da gördük. Her Cuma eylemlerimize gazeteci kimliği ile gelen Turgut GÜVEN, Recep ADIGÜZEL, Bahattin ARI, Turhan ORAL, Atilla ÖKSÜZ güç veriyorsunuz, ilk günden beri bu mücadeleyi kendi mücadelesi olarak gören Halkın Hakları Var diyen Kilimli HALKEVİ iyi ki varsınız iyi ki bizim ilesiniz. Biz direndikçe yanımızda olan CHP emek bürosu temsilcisi Zeki ESEN, CHP merkez ilçe başkanı Ebru UZUN ve çalışma arkadaşları, Kilimli CHP İlçe başkanı Filiz KARADEMİR ve yönetim kurulu üyeleri ,İl meclis üyeleri Cihat ÖZTÜRK, Birol DEMİRCİ, ADALET taleplerinin gerçek sahipleri siz alanlarda oldukça işçiler içinde adalet sağlanacak bilesiniz. Kendisi bir işçi olan yaşadığı şehre duyarsız kalmayıp çözüm diye çabalayan ÇAÇEV başkanı Aydemir AKBAŞ ve engellilerin yaşama katılım mücadelesinin öncüsü Çatalağzı engelliler der. Baş. Özcan ALBAS, verdiğimiz mücadeleye canı, kanı ile katılan Çatalağzı Kızılay dernek başkanı Nevzat AY sizin ile soluduğumuz hava daha güzel be. Yıllardır mücadeleci kimliği ile tanıdığımız KESK’li dostlarımız her sıkıştığımızda yanımızda oldunuz, biliyoruz olmaya da devam edeceksiniz, Umut biterse HAZİRAN başlar diyen arkadaşlarımız, motorları hep maviliklere süren kolektifler bilesiniz ki sesimize ses katıyorsunuz. Her hafta açıklamamıza gelmek isteyenleri taşıyan sesimizi tüm halkımıza duyurmaya çalışan Kilimli ve Çatalağzı belediye başkanları çok teşekkür ederiz. Biz dayanışmayı da unutmayız ihaneti de verdiğiniz dayanışmayı hep anlatacağız. Mesele atılan işçi kardeşlerim diyerek yaptığımız eylem ve toplantılarda bizi yalnız bırakmayan AKP Çatalağzı belde başkanı KEREM GÜNEŞ ve haksızlığa karşı sesinizi yükseltin diyerek megafonunu teslim eden mahalle imamımız çok teşekkür ederiz.  İlk günden beri hep yanımızda olan bize direnme cesareti veren başta ailelerimiz ve konfederasyonumuz DİSK birlikte kazanacağız biliyoruz.
          Bizler bu lafları ederken taşıdığımız sorumluluğun da elbet bilincindeyiz, 91 yılında madencilerin taşıdığı o bayrak şimdi direnen eren enerji işçilerinin elinde yükseliyor.  Türkiye İşçi sınıfının tarihine altın harfler ile yazılan büyük madenci yürüyüşü gibi verdiğimiz mücadelede sınıflar mücadelesinde hak ettiği yeri alacak hiçbir şüphemiz yok. Nasıl bugün Adana’da saya işçilerin başlattığı mücadele tüm saya işçilerine ulaşarak kazanımlar ile sonuçlanıyorsa Disk öncülüğünde Eren işçilerinin mücadelesi de siz dostlarımızın çabaları ile büyüyerek tüm Zonguldak’ı saracak ve biz bu mücadelenin sonunda dayanışma ile paylaşma ile kazanacağız. 
Yaşasın Eren İşçilerin Onurlu Mücadelesi.
Yaşasın İşçilerin Birliği.

21 Eylül 2017 Perşembe

Eren İşçilerin Direnişi 1. Ayında (Turgut GÜVEN)

Direnişe başladığımız ilk günden beri kalemin hiç şaşmadı hep emek diyerek yazdın, doğruları yazdın. Yazmakla da kalmadın aynı zamanda da sanki işten atılan bir işçi gibi her hafta yanımızda oldun. Teşekkürler Turgut GÜVEN.


                                      Direnen İşçiler

 
 
Eren Enerjinin Anayasal haklarını kullanıp sendikal örgütlenmeye çalışan işçilerin işten çıkaralı yarın (Cuma) bir ayını dolduruyor.
İşten çıkarılan 13 işçi bir aydır çalıştırılmıyor. Haksızlığa uğrayan bu işçilerin çocukları hafta başında okula başladı, ancak babaları işsiz. Belki de içlerinde babalarının işten çıkarıldığı söylenmeyen, olup bitenden haberi olmayan çocuklar var.

İşsiz kalmanın ne demek olduğunu yöremiz insanı son günlerde sık yaşamış ve anlamış olmalı. İşsiz kalmak düzeni bozar, düzenin bozulduğu yerde güvenlik ve huzur tehlikeye girer. 0 nedenle her insan aklımı başına almak zorunda.

Bu gün iktidarı elinde bulunduranlar 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasında (referamdum) “sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engelleri kaldırıyoruz, bir değil birden fazla sendikaya üye olabileceksiniz” demiş ve halktan oy almışlardı. O günlerde aklı başında bir çok kişi “bu vaadin bir aldatmaca olduğunu, sendikaları güçlendirmek değil zayıflatmaya yarayacağını” söylemişlerse de çok dinleyen olmamış hatta bu tezi öne sürenleri “sendika ağalığıyla” suçlamışlardı. Bu gün anlıyoruz ki vaadlerin içi boşmuş ki Anayasal haklarını kullanan Eren İşçileri kapının önüne koyuldu.

Bu ülkede yasalar işlemiş olsa adaletin ilk yakasına yapışacağı kişi herhalde sendikal örgütlenmeyi engelleyen Eren Holding’in patronu olurdu.

Eren İşçileri 1 aydır her Cuma günü Eren Santrali önünde basın açıklaması yapıyor, işten çıkarılmalarına tepki gösteriyor. Yarın da saat 16.15 de Eren Enerjide işten çıkarılan işçiler aynı yerde kendilerine reva görülen muameleyi basın açıklaması ile protesto edecekler.
Eren İşçileri bunun yanında imza kampanyası ile Zonguldak Halkının kendilerinin yanında olduğunu belgeleyecekler. Gelecek günlerde yaşadıkları kıyımı küçük el ilanları dağıtarak Zonguldak Halkı ile paylaşacaklar. Bir başka deyişle Eren içşileri gelecek günlerde Zonguldak Halkının içinde direnecek.

Her hafta Perşembe günleri bu köşede Eren işçilerine yaşatılan kıyımı dile getiriyorum. Çünkü Eren İşçileri bu ülkenin Anayasasından doğan haklarını kullanmak istiyor. Bu hakkı kullandıkları için işten çıkarılmaları bu sınıfın bir insanı olarak vicdanımı kanatıyor. Emekçi kenti Zonguldak insanının bu kıyımı izlemesini insan olarak kabullenemiyorum.

Bu şehrin emekten yana insanlarına ne oldu!? Emekten yana olan demokratik kitle örgütlerinin büyük bir kısmı ise hala duyarsızlığını sürdürüyor. Artık ellerinizi vicdanlarınızın üzerine koymanın zamanı geldi de geçiyor.

Geçtiğimiz günlerde yazdığımda tekrarladım, yine aynı çağrıyı yapıyorum. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) hemen dibindeki bir kıyıma sessiz kalamaz. Karadon Müessesesinden 200-300 işçinin mesai bitiminde sınıfdaşları olan Eren İşçilerinin yanlarında olmasına ihtiyaçları var.
Zonguldak’ta Kozlu, Çatalağzı, Muslu gibi belediyelerde örgütlü üstelikte DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının Şube Başkanı Enis Dizdaroğlu gün Eren İşlerine el uzatma günüdür. Genel-İş üyesi işçilerinle yarınki eyleme bekleniyorsun. Eren İşçileri yarın seni de sendika üyesi işçilerle yanlarında görmek istiyor. Gün mücadele etme günüdür.

CHP il ve ilçe örgütleri, Zonguldak, Kilimli, Çatalağzı, Muslu Belediye başkanları Eren Enerjinin bu yasa tanımamazlığına sessiz kalamazsınız. Üyeleriniz ve çalışanlarınızla birlikte Eren işçilerine destek olmak zorundasınız. Adını saydığım belediye başkanları Eren patronuna emekten yana ağırlığınızı koymak, olmadı yaptırım uygulamak zorundasınız. Sizlerin işten atılan Eren işçilerinin yanında olup tavır almanız bu sorunu çözer. Lütfen gereğiniz yapın artık.

CHP’nin Zonguldak milletvekilleri Şerafettin Turpçu ve Ünal Demirtaş 1 aydır Eren işçileri sizleride bekliyor. Şimdi emekten yana olduğunuzu göstermenin tam da sırası değil mi?
Eren işçileri çok anlamlı desteklerde alıyor. Örneğin bir cami imamının Eren işçilerine ses düzeni vermesi, “haklı sesinizi bununla duyurun” önerisi kadar değerli bir şey olamaz.
Geçen hafta Cuma günü Eren işçilerinin yapacakları basın açıklaması Çatalağzı ve Kilimli Belediyeleri tarafından anons edilerek halka duyuruldu. Kilimli Belediyesi araç tahsis ederek basın açıklamasına gidecek olan kişileri Eren santraline taşıdı.
Çatalağzı ve Muslu halkı şunu iyi bilmeli!

DİSK ile PKK’yi ilişkilendirmeye çalışanlar üstüne basarak, altını çizerek yazıyorum yalan söylüyorlar. Bu yalanla sendikal örgütlenmenin önüne geçmeye bu örgütlenmeyi kırmaya yok etmeye çalışıyorlar. Bu yalanı ortaya atanların kimler olduğuna bakın ve asla inanmayın.
Çatalağzı ve Muslu halkı şunu da iyi bilsin!

Eren işçilerinin çalıştıkları santrallerde örgütlenmesi termik santrallerin çevreye ve canlıya verdikleri zararlarında önüne geçmesine yarayacak. Çünkü bu işyerlerinde örgütlenen sendika sadece işçilerin hakları ve ücretlerin yükselmesiyle değil, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını santrallerin canlıya ve çevreye verdiği zararları en aza indirmeye zorlayacak.
Bu çabalar sonunda santrallerin çalışmasından daha az insanımız zarar görecek, yaşadığımız doğa daha az kirlenecek. Bu bölgenin yaşanabilir olması Eren Enerjide çalışan işçilerin örgütlenmesiyle mümkün olacak.

İşte bu sebeplerden dolayı Eren işçileriyle dayanışma içinde olmaz zorundasınız. Çünkü orada kıyıma uğrayanlar sizlerin evlatları, aynı zamanda sizlerin geleceği. Geleceğinize sahip çıkmak zorundasınız.
Ben yarın yine Eren İşçilerinin yanındayım, ya siz?
TURGUT GÜVEN

20 Eylül 2017 Çarşamba

Haydi Daha Güçlü Hep Birlikte

Eren Enerji’de kölece çalışma koşullarına karşı Disk/Enerji-Sen öncülüğünde başlatılan sendikalaşma mücadelesi Eren şirketinin yasa kanun tanımadan 13 işçi önderini işten atmasıyla başlayan direniş 1. ayını geride bıraktı.
Tam 1 aydır Eren şirketinin hukuksuzluklarına hepimiz şahitlik ediyoruz. 3 işçi ile başlayan işten atılmalar, atılan işçilere sahip çıkmak isteyen çalışan işçilerinde eklenmesi ile 13 kişiye ulaştı. İşçilerine deniz suyu içirmeyi reva gören Eren şirketi işçilerin en temel hakkı olan sendika seçme ve sendikaya üye olma taleplerini de yok sayarak hukuksuzluklarına devam etti. Paranın verdiği güç ile tüm hukuksuzluklarının üstünü kapatacağını düşünen Eren şirketinin hesaplayamadığı tek konu ise mücadeleyi seçen yiğit işçiler oldu.


Eren şirketi kapısında her Cuma saat 16:15 de sendikal gerekçe ile işten atılan işçiler yaşadıkları durumu yaptıkları hak arama eylemi ile protesto ediyorlar. Şehir merkezlerin de eşleri ve çocukları ile kurdukları imza masalarında Zonguldak halkına seslerini duyurmaya çalışıyorlar, bu sesi büyütmek ise hepimizin görevi.

Haydi maden işçileri, haydi belediye çalışanları, haydi kamu işçileri, haydi emekten yana olan siyasi parti ve dernekler, haydi 91 yürüyüşüne tanıklık edenler şimdi sıra Eren şirketinin zorbalığına direnen işçilere sahip çıkmakta direnişin 1. ayında bu Cuma yine aynı saatte, her zamankinden daha güçlü bir şekil de haksızlığa sesimizi yükseltelim, atılan işçilere hep birlikte sahip çıkalım.