29 Ağustos 2017 Salı

Artık Biz Konuşacağız





Eren Enerji Hukuksuzluğuna devam ediyor anayasal hakkını kullanan işçileri işten atıyor. 3 enerji işçisinin işten atılmasıyla başlayan süreç bir hafta içerisinde 12 kişiye ulaştı. 12 Enerji işçisi devletin vermiş olduğu hakkı kullandıkları için Eren enerji tarafından işten atılmış oldu.



Peki, Kimdir Bu 12 İşçi?

Eren Enerjinin kölece çalıştırma koşullarına karşı bir araya gelen yaşanılan sürece müdahale eden haklarımız ve hak ettiklerimiz ile birlikçe çalışmak istiyoruz diyen 12 cesur yürek. Tüm baskı ve tehditlere aldırmadan var olan haklarını bilen inandıkları doğrunun peşinden giden 12 yiğit adam. Tüm karalama çalışmalarına rağmen başaracağız diyen, yalana kulaklarını tıkayan, yaklaşık dört ay gibi kısa sürede ihaneti de dayanışmayı da gören madenci atalarından aldıkları mirası şeref ile taşıyan Eren Enerjinin işçi önderleri. Herkes şunu iyi biliyor ki bu arkadaşlarımız sendikalı toplu iş sözleşmeli çalışmak istediler. Çalıştıkları süreç içerisinde de işlerini en iyi şekilde yerine getirdiler birçoğu ise Ener Enerji yetkilileri tarafından terfi ettirilmiş başarılarının devamı istenmişti. Tam da bu niteliklere sahip 12 işçi arkadaşımız işten atıldı. Eren Enerji yetkililerinin taşıdıkları intikam hırsı 12 işçiyi açlık ile terbiye etmeye çalışırken içeri kalan binden fazla işçiye ve yarınlarda hak arama mücadelesine girecek olan Zonguldaklı tüm işçilere korku salmanın derdine düştüler.

Öfke İle Kalkan Zararla Oturur.


Nisan ayında başlayan Disk Enerji-Sen ile hak arama mücadelesine giren işçilerin karşısında Eren şirketi yetkilileri yaptıkları hamleler ile neden Türkiye'nin en zengin holdinglerinden biri olduğunu aslında göstermişte oldu. Tüm Zonguldağı ahtapot gibi saran Eren şirketi, devlet kurumları, yerel basın vs… elinin altına almış hak arayan işçilere ve sendikalarına sistematik bir şekilde saldırmaya başlamıştı. Yirmi liraya dahi haber yapan köşe yazarları, gazetemiz dağıtılacak diye yalan haber yapan kimi medya grupları ile işçilerin haklı taleplerini sindiren sonrasında da ortaya çıkıp hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi bütün sorumluluğu müdürüne atan,  3-5 işçisini basın karşısına çıkarıp konuşturan sonrada gariban, işçi dostu olan zat yaptığı plan ile başarıya ulaşmış gibi gözüktü. Açık konuşmak gerekirse de başarıya ulaşmıştı. Eren Enerji içerisinde hak arama mücadelesini yürüten bir cılız ekip kalmış talepleri duyulmayan, bir dönem her gün gazetelerde haber olan işçiler atık gözükmez olmuşlardı. Eren şirketi yetkilileri tam da bu süreçte başından beri yürüttükleri sistematik programların da hırslarına yenik düşerek 12 işçiyi işten attılar ve sönümleşmekte olan bir süreci yeniden başlattılar hem de eskisinden daha güçlü bir şekilde. İlk mücadele sürecinde yan yana gelemeyen bir olamayan işçiler artık daha fazla kenetliler birbirlerine, dün yürüttükleri mücadeleyi anlamayan kurum temsilcileri, emek dostları daha fazla sahiplenerek bu mücadeleyi sahiplenme sözü veriyorlar. Emekten yana olan basın emekçilerinin kaleminden yaşanılan sorunlar daha fazla yazılmaya başlanıyor. En başından beridir çizilen tablo tersine dönüyor düne kadar yapmayın durun diyenler hakkınızı sonuna kadar arayın diyor.


Artık Biz Konuşacağız.
                            
                            

Her şeyden önce şunu açık yüreklilik ile söyleyelim tek derdimiz işten atılan arkadaşlarımızın bir an önce tekrar iş başı yapması ve yeni işten atılmaların önüne geçebilecek mekanizma

ları oluşturabilmek ve Eren Enerjide her şeyin yasalar çerçevesi ile ilerlemesini sağlayabilmek. Yasa, kanun tanımayan Eren şirketi hata yaptık, buyurun iş başı yapın demeyeceğini hepimiz biliyoruz. İşte tam bu esnada defalarca söylediğimiz mücadeleci sendikacılık farkı ortaya çıkacak. Yasa kanun tanımayanların karşısında bizde emeğin gücü ile çıkacağız, haklılığımız ile çıkacağız, meşruluğumuz ile çıkacağız, dayanışma ve paylaşım ile çıkacağız. İşimizi geri almadan da asla durmayacağız.
Zonguldak denilince ilk akla gelen emektir. Maden işçileridir ve onların yürüttükleri mücadeledir. Şimdi o maden işçilerin bıraktığı miras Erende işten atılmış işçilerin omuzlarında yükseliyor. Eren şirketi işçilerin haklı talepleri karşısında mutlak yenilecektir. Haydi, işçi arkadaş dışarıdan biz içeriden siz birlikte kuşatalım sömürü duvarlarını emeğin haklı bayrağını birlikte yükseltelim, bu kavga işimiz için, bu kavga çocuklarımız için, bu kavga Zonguldak için yürüyelim birlikte sömürücülerin üstüne, yürüyelim birlikte haksızlığın üstüne bu mücadelenin sonunda birlikte göğsümüzü gere, gere biz KAZANDIK diyelim.  
      


28 Ağustos 2017 Pazartesi

Turgut Güven Yazdı

Geçtiğimiz Perşembe günü (24 Ağustos) Eren Enerjiye ait termik santral önünde DİSK‘e bağlı Enerji Sendikasının işten atılan dört üyesi için basın açıklaması yaptı.
Perşembe günü basın açıklaması sonrasında bu kez Hak-İş Sendikasına bağlı dört işçi daha işten atılarak DİSK ve Hak-İş arasında eşitlik sağlandı.
İki sendika arasındaki farkında anlaşılması için şu küçük ama önemli ayrıntıyı da vereyim, Hak-İş yöneticileri işten atılan işçilere “eylem yapmamalarını sorunun görüşmeler yoluyla halledileceğini” söylerken, DİSK bağlı Enerji Sendikası ise görüşmeler sonunda kesin sonuç alınmaz ise eylem hazırlığı içinde olduklarını zaten Perşembe günü yaptıkları açıklamada belirtmişti.
Anlaşılan o ki bayram sonrası Eren Enerjiye ait termik santrallerde ekmeğine sahip çıkmak adına hareketli günler yaşanacak.
DİSK’e bağlı Enerji Sen Eren Enerjiye ait termik santrallerde her türlü engellemeye rağmen örgütlenme çalışmalarını sürdürüyor. Bilindiği gibi sendikalaşmak anayasal bir hak. İşçiler işte anayasadan kaynaklanan bu demokratik haklarını kullanıyor.
Perşembe gününe dönelim.!
Enerji Sen’in basın açıklamasına Zonguldak’taki demokratik kitle örgütlerinin başkan ve yöneticileri, CHP İl, Merkez ve Kilimli ilçe başkan ve bazı yöneticileri ile destek verdi. Örgütlenme çalışmaları sırasında işten atılmaların yapıldığı bu günlerde CHP ve diğer kitle örgütlerinden gelen bu destek sendikacılar ve Enerji işçileri için oldukça önemliydi.
Ancak; yeter mi? Yetmez. Öyle anlaşılıyor ki, gelecek günler ciddi eylemlere gebe. Eyleme desteği de bu oranda arttırmak gerek.
Zonguldak’taki kitle örgütleri yöneticiler yanında üyelerini, emeğin en yüce değer olduğuna inanan CHP il ve ilçe yöneticileri ise üyeleri ile birlikte ve “basın açıklamasına işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayan Belediye Başkanları (!)” ile bu eyleme destek için şimdiden hazırlanmalılar.
Burada bir parantez açıp Zonguldak Basınının yaşananlar karşısında duyarsızlığına değinmek isterim. Eren İşçilerinin haklı eylemini nedense Zonguldak basınında yeterince yer almıyor. Hatta basının satılık kalemleri örgütlenme çalışmalarına resmen saldırıp sendikayı karalamaya eylemi kırmaya çalışıyor. Kalemini satmış karalama peşinde koşan biri geçtiğimiz günlerde “Allah’ın sopası yok, işte böyle yapar” dedirtecek cinsten bu olay yaşadı. Tabi bu sözümüz anlayana.
Yine Perşembe günü basın açıklamasını takip eden gazetecilerin haberlerini nedense basında yer almadı! Zonguldak Basını bu önemli görevini yapmadığı için Enerji Sen basın bülteni ile yaptıklarını duyurmaya çalışıyor. Zonguldak Basını aslı görevi olan “halkın haber alma hakkına” saygılı olmak ve görevini yapmak zorundadır.
Şunu unutmayalım! Gelecek günler Eren Enerjide çalışan işçilere sözle değil, eylem ile destek olmayı gerektiriyor.
İşte basın açıklamasında gelecek günlerde yapılacak mücadelenin işaretleri vardı. Bize destek olun işimize, ekmeğimize, çoluk çocuğumuzun geleceğine sahip çıkalım çağrısı, daveti vardı. Bu haklı çığlığı duymak ve anlamak gerek.
Eren Enerjide çalışan işçiler neden haklılar ve neden destek olunmalı.
Öncelikle kurulan Termik Santraller bu bölgeyi “termik cehenneme” çevirmiş durumda. Bu olumsuzluk sadece çalışanları değil, yörede tüm yaşayanları yakından ilgilendiriyor.
Çünkü bu santraller her gün çevreye içinde çok tehlikeli (kükürt, karbon gibi kimyasallar içeren) 450 milyon m³ zehir saçıyor. Söz konusu santraller aynı zamanda bu yöreden günde 350 milyon m³ oksijen emiyor.
Bu santraller kurulurken bu bilgiler yöre halkına defalarca anlatıldı, ancak “çocuklarımız işe girecek, ekmek sahibi olacak” anlayışı ile sessiz kalındı, hatta aldatıldı. İşte o işçiler yani çocuklarınız şimdi işten atılıyor. Bu nedenle ekmek mücadelesi veren o işçilere destek olmalısınız.
İş güvencesinin teminatı ve garantisi sendikal örgütlenmeden geçer. Sendikal örgütlenmenin olmadığı iş yerlerinde iş güvencesi patronun paşa gönlüne kalmıştır. İş güvencesinin olmadığı bir yerde işçiler çoluk çocuğunun gelecek planlarını yapamaz. İşte bu temeller üzerine işçiler örgütlenmek ve bir birine omuz vermek zorundadır.
Ayrıca, Türkiye de Enerji iş kolunda bu ücretlerle çalışan bir başka santral işçisi yoktur. Sendikal örgütlenmeyi önlemek için işverenin verdiği zamlar kalıcı değil geçicidir. İşverenin dilediği, istediği ortam oluştuğunda aynı çay ve su ihtiyaçlarının kaldırıldığı gibi geri alınacaktır.
İşten çıkarmalar kesinlikle sendikal örgütlenmeyi önleyeme yönelik korku salmak için yapılan patron saçmalığıdır. İşten çıkarılan iki işçi arkadaşınıza bir kaç gün önce “performans ödülü”verilerek düz işçilikten vasıflı işçiliğe terfi ettirildiklerini unutmayınız.
Çalışma yaşamında görülmüştür ki, işçiler örgütlü olduklarında, güçlerini birleştirdiklerine ekmeğine sahip çıkmış, geleceğini düzenleye bilmiştir. Örgütlenmekten korktuklarında köle durumuna düşmüşler ve çoluk çocuğu ile sefaleti yaşamışlardır.
Şu unutulmasın; örgütlü güç yıkılmaz. Ekmeği için direnen içilerin kaybettiğini tarih yazmamıştır.
TURGUT GÜVEN