28 Ekim 2017 Cumartesi

Eren Enerji işçileri direnişin 2’nci ayında: “Biz kazanan olacağız”

                                    Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten atılan Eren Enerji işçileri direnişin 2’nci ayında Eren Enerji önünde basın açıklaması düzenledi.



Direnişlerinin 2. ayında Eren Enerji işçileri dün (27 Ekim) yine Eren Enerji önündeydi. İşçiler her hafta Cuma günü yaptığı eyleme, dün Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Karadon Şubesi yöneticileri ve üyeleri, KESK, Halkevleri ,ÖDP, Kızılay, CHP Zonguldak Emek Bürosu ve CHP il ve ilçe meclis üyeleri destek verdi.



GMİS Karadon Şube Başkanı Kemalettin Karataş, bir özelleştirme belası ile karşı karşıya olduklarını ve mücadele ile bu süreci geri püskürteceklerini belirtirken haksız bir şekilde işten atılan Eren Enerji işçilerinin direnişinin yanında olduklarını vurguladı.



ÖDP Zonguldak İl Yöneticisi İsmail Yıldız “90’lardan bu yana özelleştirme deyip duruyorsunuz bugün kapıda direnen enerji işçileri varsa bunu asla beceremeyeceksiniz! Buradan Eren yetkililerine sesleniyorum siz çalıştırdığınız işçilerin masadaki zeytinine göz dikiyorsanız biz de sizin masadaki havyarınıza göz dikeriz! Unutmayın üreten eller asla yenilmeyecek, son sözü direnenler söyleyecek” dedi.
Kilimi Halkevi adına koşan Fevzi Aydın ise“Dün Eren işçisinin yanındaydık bugün de yanınızdayız, yarın da yanınızda olacağız! Kilimlinin mert insanları yeri gelir aşını paylaşmayı da  bilir, yeri gelir militanlığı ile de öne çıkar. Eren şirketi derhal yaptığı hukuksuzluktan  vazgeçmeli, atılan işçileri tekrar iş başı yaptırmalıdır” ifadelerini kullandı.
Son olarak DİSK/Enerji Sen Genel Sekreteri ise dayanışma içinde olanlara teşekkür ettikten sonra “Direnişimizin başında aylarca süreceğini de bilsek haklarımızı almadan asla geri dönmeyeceğiz, demiştik. Bugün buradan bir kez daha söylüyoruz, direnişimiz 2. ayında 4 ay da sürse mücadeleden asla geri durmayacağız. Bizlere şanlı bir tarih bırakan 91 ayazında yollara düşen madencilerin torunlarıyız. Şimdi Zonguldak’ta güvencesizliğe karşı yeni bir mücadele tarihi yazılıyor, yine madenciler var. Bu defa enerji işçileri de var. Biz bu tarih yazılırken izleyen değil tarihi yazan olacağız sınıflar mücadelesi bu direnişi bir kenara not ettiğinde ise biz kazanan olarak anılacağız” dedi.

26 Ekim 2017 Perşembe

Birlikte Mücadele Şart (Turgut GÜVEN)


Eren Enerji işçilerinin güvencesizliğe karşı yükseltmeye çalıştıkları bayrak şimdi TTK'nın özelleştirme gündemi ile maden işçilerinin elinde de taşınacağından hiç bir şüphemiz yok. Ankara'da bulunan değerli dostumuz Turgut GÜVEN tamda bu gerçeğe dair yazmış. Aynı sınıfa mensup olan işçiler güvencesizliğe karşı birlikte omuz omuza mücadeleyi yükseltmekten başka çıkış yolu yok. Hatta Turgut GÜVEN ilk sınav direnişin 2. ayında 27.10.2017 saat 16:15 Eren Enerji A kapısında diye de notunu düşmüş. Elinize sağlık Turgut GÜVEN
KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!


Eren Enerjide çalışmakta iken sendikal örgütlenme nedeniyle işçilerin işten çıkarılmasının üzerinden iki ay geçti. İşçiler her hafta olduğu gibi Cuma günü de saat 16.15 de işçiler Eren santralinin önünde olacak.
Geçtiğimiz günlerde Eren patronunun palavra dolu basın açıklamasını boşa çıkaran işçiler haklı bir kamuoyu oluşturmayı da başardılar. Gelecek günlerde de haklı ekmek kavgaları için eylemlerini sürdürme kararlığındalar.
Eren işçileri Zonguldak’ta gündem oluşturmaya çalışırlarken şehrin gündemine TTK’nın özelleştirilmesinin önünü açan bir yasa hazırlığı bomba gibi düştü. Yasa AKP Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır‘ın da verdiği “evet” oyuyla TBMM’nin alt komisyonundan geçti.
Bunun üzerine Genel Maden-İş Sendikası (GMİS) ve TTK’da çalışan işçiler ne yaparız, bu işin önüne nasıl geçeriz arayışına girdiler.
GMİS yetkilileri bu güne kadar özelleştirmeye karşı mücadele eden hiç bir kuruluşa ne yazık ki destek olmadı. Destek olmadıklarına pişmanmıdırlar bilmiyorum ama şimdi iş başa düştü ve sıra TTK’ya geldiği için kamuoyu oluşturmaya çalışacaklar. Dilerim GMİS yönetimi gösterdikleri ilk tepkilerde samimidir.
Şehrin yeni duruma ilk baktığımda benim gördüğüm şu! İşten çıkarılan Eren Enerji işçileri ile TTK işçilerinin yolu ekmek mücadelesinde kesişiyor. Bu güne kadar 8000 kişinin çalıştığı TTK’nın hemen yanında Eren Enerjiden 15 işçinin ekmeği elinden yasal olmayan bir şekilde alınırken seyredilmesi işçi sınıfı adına talihsizlikti. Bu şans her iki kuruluşun işçileri adına ve bu şehrin geleceği için iyi kullanılmalı.
Eren Enerjide işten çıkarılan işçiler CHP İl Yönetiminın başlattığı “TTK özelleştirilmesine karşı” imza kampanyasına katılarak maden işçisinin yanında olduğunu gösterdi. Bu adımı birlikte mücadele etmenin ilk işaretleri olarak görüyorum.
Aslında birlikte mücadele iki nedenden dolayı kaçınılmaz. Şöyle ki; Maden işçisinin ürettiği kömür Eren işçileri tarafından enerjiye dönüştürülüyor. Söz konusu zincir düşünüldüğünde her iki sektörün işçileri birlikte mücadele etme zorunluluğu doğuyor. Ayrıca farklı sektörlerde de olsalar işçiler aynı sınıfın insanlarıdır bu nedenle dayanışma içerisinde olmak zorundadır.
Siyasi iktidarın politikaları gereği Zonguldak’ta aynı anda bir kaç proje birden uygulanıyor.
1-Zonguldak son verilen izinlerle termik cehenneme çevriliyor.
2-Eren Enerji sendikal örgütlenmeyi suç sayarak işçileri işten çıkarıyor.
3-Zonguldak’a bir ihanet çalışması yapılıyor ve Ereğli’de bazı gruplar il olmak için toplantılar düzenliyor.
4-TTK özelleltirilmesinin önü açılmaya çalışılıyor.,
Siyasi iktidarın sinsice uygulamaya soktuğu söz konusu çalışmaların bu şehre faydası olmayacağı çok açık. Bu şehir kurulduğu günden bu güne çok ihanetlere uğradı, sahipsiz kaldı, yalnız bırakıldı ve kandırıldı.
Bakınız Eren Enerji patronu Emir Eren bu şehre “yerli kömür ile enerji üreteceğini, ve bu yörenin işsiz gençlerine iş” vaadi ile geldi. Bu söylemin büyük bir yalan olduğu ortaya çıktı. Çünkü; İthal kömür ile yöre termik cehenneme çevrilirken, insanları ölüme terkedildi, buda yetmedi yörenin çocukları olan işçiler işten çıkarıldı.
Yıllardır ürettiği kömürü maliyetinin altında Erdemir’e satarak Ereğli’yi Ereğli yapan TTK ve maden işçisiydi, hatta Erdemir’de yaşanan her soruna Maden işçileri ve Zonguldaklı sessiz kalmamıştı. Şimdi bunların tamamı unutulmuş olmalı ki dün Ereğli de Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası öncülüğünde Ereğli’nin il olması için siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları bir toplantı düzenledi. İhanetin öncülerine destek olanlar ise CHP’li belediyeler ve Ereğli ilçe başkanı.
Ereğli’nin il olması Ereğli’yi asla kurtarmaz, tam aksine Zonguldak’la birlikte batışını daha da hızlandırır. Çünkü Ereğli ve Zonguldak farklı hedefler için bölünür, parçalanır.
Burada CHP içinde yaşanan bir tutarsızlıkta ortaya çıkıyor. Bakınız şu an CHP İl Başkanlığı TTK’nin özelleştirilmesine imza kampanyası ile karşı çıkarken, CHP Ereğli ilçe başkanı ve CHP’li Alaplı ve Gülüç Belediye başkanları Ereğli’yi il yapma peşinde koşuyor. CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu başta olmak üzere CHP örgütleri Eren işçilerine destek olurken CHP’li Çatalağzı ve Muslu belediye başkanları Eren işçilerinin sesini şu ana kadar duymuş değil. CHP’deki bu dağınıklık Zonguldak’ı bitirmeyi düşünen siyasi iktidar için büyük avantaj bilesiniz.
Her yazımda CHP’li siyasetcileri ve Belediye Başkanlarını şehrin sorunlarına ve Eren işçilerine sahip çıkmaya davet ediyorum. Tüm bu sorunlar Zonguldak’ta yaşanırken AKP’li yerel siyasetciler ve üç Milletvekili bu güne kadar seslerini çıkarıp düşüncelerini söylemiş değil.
AKP Zonguldak il, Merkez ve Kilimli ilçe başkanları işten çıkarılan Eren işçileri ve TTK’nin özelleştirilmesine hiç bir diyeceği yok mu? Daha dün TTK Özelleştirilmeyecek diyen sizler değilmiydiniz. Düşüncenizi bile söyleyemeyecek kadar mı esir alındınız!
Milletvekili Özbakır Zonguldak’ın değil bir ailenin hizmetinde olduğunu son termik santrale alınan yapım izni ile kanıtlamış oldu. Aynı vekil TTK’nin özelleştirilmesi yönünde oy kullanarak bence bu şehre ihanetinide tescilledi.
TTK’nın özelleştirilmesi 1990 yılında zamanın iktidarı ANAP tarafından da denenmişti. Maden işçisi ve Zonguldak halkı bu oyunu bozdu. Bozmakla da kalmadı Zonguldak direnişi o günlerde tek başına iktidar olan ANAP’ın da sonunu getirdi.
Gelişmeler öyle gösteriyor ki gelecek günlerde Zonguldak geçmişte olduğu gibi var oluş mücadelesi verecek. 1990 yılında ANAP’ın Milletvekilleri ve yerel yöneticileri de aynı bugün AKP’nin Milletvekilleri ve yerel yöneticileri gibi sessiz kalmıştı. Ancak bu suskunluk ANAP’ın sonunun getirdiği gibi AKP’ninde sonunu getireceğine inanıyorum. Yeter ki samimi olunsun ve hata yapılmasın. Şu da bir gerçek bu şehrin mücadele tecrübesi var.!
Zonguldak’ta ekmek mücadelesini iki ay önce işten çıkartılan Eren işçileri başlattı. Şimdi ise Maden işçilerinin ekmeği elinden alınmaya çalışılıyor. Bu durumda gidişi tersine çevirmek için birlikte mücadele şart. İlk sınav yeri ise yarın 16.15 de Eren Enerjinin önü.
TURGUT GÜVEN

25 Ekim 2017 Çarşamba

Direnişimiz 2. Ayında


Eren şirketi sadece bizim değil tüm çalışan işçi arkadaşlarımızın sendika seçme özgürlüğüne müdahale etti. Uyguladığı baskı ve tehditler ile yüzlerce işçinin sendika seçme hakkını elinden aldı.  Yüzlerce işçinin insanca bir yaşam sürme umutlarını rafa kaldırdı.Sendika seçme hakkımıza sahip çıkıyoruz direnişin 2. ayında atılan işçiler Cuma 16:15'de eren şirketi önünde, haydi sende Eren şirketinin zorbalığına dur de sendika seçme hakkını savun.




Eren şirketi sendikal hakkını kullanan 15 işçiyi hukuksuz bir şekilde işten attı oysa sendika seçme hakkı yasalar ile güvence altına alınmış olmasına rağmen. Kanun yasa tanımayan parası ile kanunu belirleyebileceğini zanneden Eren şirketinin zorbalığına ve haksız işten işçi atmalarına karşı direnişin 2. ayında atılan işçiler Cuma saat 16:15'de eren şirketi önünde, haydi sende hak, hukuk tanımayan Eren şirketine karşı bir ol atılan işçilere sahip çık.


Eren şirketi, atılan işçiler her alanda hak arama mücadelesini yükseltince çözümü yalanda ve iftirada buldu. Para ile yaptırdıkları haberler ile atılan işçilerin yürüttükleri onurlu mücadeleyi karalamaya çalışmakta ama herkes de yaşanılan gerçeği görmekte Eren şirketi boşa çırpınmakta. Eren şirketinin yalanlarına gereken cevabı vermek için direnişin 2. ayında atılan işçiler Cuma saat 16:15'de eren şirketi önünde, haydi sende yalanlara dur de sesimize ses kat Eren şirketine gereken cevabı ver.


Eren şirketi tek derdi atılan işçiler ile dayanışmak olan, kapı önlerinde onları eşi ve çocukları ile yalnız bırakmayan bir işçi arkadaşımızı tazminatsız olarak işten çıkardı, kendince bu toplumun kültürü olan dayanışmayı cezalandırdı. Dayanışmayı kıracağını zanneden eren şirketine karşı gücümüz birliğimizden gelir demek için atılan işçiler Cuma saat 16:15'de Eren şirketi önünde haydi sende sesimize ses kat dayanışmayı büyüt. 


Haydi tüm Zonguldak halkı gün dayanışma günü, maden işçileri, memurlar, siyasi partiler, dernekler, emekliler tüm seçilmiş yetkili kişiler Eren Erenji'de her Cuma yükselen güvencesizliğe karşı bayrak senin de bayrağın. Atılan işçilerin "işimi istiyorum" sesi senin de sesin bu sese kulak ver, bu sese omuz ver. Eren işçileri kazanırsa tüm işçiler kazanır, tüm Zonguldak kazanır. Direnişin 2. ayında saat 16:15 de bu hukuksuzluğa hep birlikte dur diyelim, Atılan işçilere hep birlikte sahip çıkalım.

Biz Haklıyız Biz Kazanacağız!

Yöneticiler Neden Korkar (Ulaş KARADEMİR)

Uzun yıllar sonra yaşadığı topraklara ailesini ziyarete geldi. Eren enerjide işleri için mücadele eden Diskli işçiler ile sohbet etti ve düşüncelerini paylaştı ve kısa zaman içerisinde bizi unutmayıp bir yazı kaleme aldı. Teşekkürler ulaş hocam. Sana erende direnen işçilerin zafer haberlerini göndereceğiz . (Sendika liderleri diye kastedilen bugün direnen işçiler evet yarınlarında sınıf mücadelesinin öncüleri olacak arkadaşlarımız)


Kömür madenciliği ve işçi hakları geleneğine sahip doğduğum şehir Zonguldak'tayim. Bazı sendika liderleriyle görüşme şansım oldu. Eren Enerji adlı bir şirkette sendikalaşma gayreti sarf ediyorlar.

İstidedikleri temel haklar ve iyi bir yaşam. Güvenli çalışma ortamı. Bu çabaya katılanları işveren işten çıkartıyor.

Hizmetkar lider olmanın gerekliliğini ve çalışanlarımızın dinlenmesinin ne denli önemli olduğunu her zaman anlatırım.

Sendika liderleriyle vakit geçirdikten sonra, bir kez daha, ne kadar şanslı olduğumu fark ettim, tutkuyla bir şeyler üzerinde çalıştığım için, beni destekleyen insanlarla çevrili olduğum için, benim gibi düşünen yöneticiler birlikte çalıştım için.

Bir iş sahibi neden çalışanlarından korkar. Bir kaç gündür düşünüyorum. Bir iş verenin çalışanların sendikalı olmasını istememesinin nedenlerini ne olabilir diye.

Özellikle konu üretime artırmak ve kazançlı olmak ise en kolay yapılacak şeylerden biri işçileri mutlu etmektir.

Kendine güvenen liderler başkalırın zayıflıklarını kullanmaktansa, onların mutlu ve güçlü olmasını isterler.

Son 10 yıldır dünyanın en karlı şirketleriyle beraber çalışma fırsatım oldu. Çalıştığım şirket dünyada yapılan bilgisayar oyunlarının yaklaşık %70 nın teknoljisini sağlıyan bir şirket. Şirketin ismi Ünity ve bende ana teknolojiden ve operasyonlardan sorumlu direktörüm.

Apple, Google, facebook, Sony, Microsoft ve diğerleri kendi platformlarında en güzel oyunların olmasını isterler, benim çalıştığım firma Unity işte bu platformlar için oyun firmalarına teknolojik hizmet sunmaktadır.

Uzun yıllardır bu şirketler, ve çalışanlarıyla çalışma fırsatım oldu. Özellikle sendikalaşma, amerikda o kadar yaygın değil ama  bur şirketlerin en önem verdikleri şey çalışanların mutluluğudur

Peki bu firmalar insanı her şeyin önüne koyuyorken, neden başka şirketler,Eren enerji gibi firmalar çalışanlarının mutluluğununu, güzel ve sağlıklı bir hayat yaşabilmesi firma için bir risk görüyorlar.

Burda uzun uzun analizi yapabiiiriz, ama aslında sözü uzatmadan söylenecek  benim gördüğüm 2 farklı neden var.

1. İş sahibi ve yöneticiler, kendilerini çalışanlarından üstün görmektedirler.

Bu Kibirdir. Kibir "Kendini herkesten üstün tutma, büyüklenme"dir.

2. Çalışanlar sendika kurursa ve haklarını savunursa, yani güçlenirse, onların yönetememekten kormaktadırlar.

Buda Beceriksizliktir.

Son olarak bunları aşmanın ve iyi bir lider olmanın ilk özelliği kendine güvendir.

Bir liderin hem kenidine öz güveni yoksa, beceriksizse ve kibiri var ise. İşte o zaman herşeyden korkar. Korkan insanlar korkurtukları şeylerden uzaklaşırlar, kaçarlar.

Bir işçi gurubunu sırf sendika kurmak için işten çıkarmak,  işte bu korklağın nedenidir.

Biraz sert oldu ama lafı dolandırmanın gereği yok. Olay budur.