28 Ağustos 2017 Pazartesi

Turgut Güven Yazdı

Geçtiğimiz Perşembe günü (24 Ağustos) Eren Enerjiye ait termik santral önünde DİSK‘e bağlı Enerji Sendikasının işten atılan dört üyesi için basın açıklaması yaptı.
Perşembe günü basın açıklaması sonrasında bu kez Hak-İş Sendikasına bağlı dört işçi daha işten atılarak DİSK ve Hak-İş arasında eşitlik sağlandı.
İki sendika arasındaki farkında anlaşılması için şu küçük ama önemli ayrıntıyı da vereyim, Hak-İş yöneticileri işten atılan işçilere “eylem yapmamalarını sorunun görüşmeler yoluyla halledileceğini” söylerken, DİSK bağlı Enerji Sendikası ise görüşmeler sonunda kesin sonuç alınmaz ise eylem hazırlığı içinde olduklarını zaten Perşembe günü yaptıkları açıklamada belirtmişti.
Anlaşılan o ki bayram sonrası Eren Enerjiye ait termik santrallerde ekmeğine sahip çıkmak adına hareketli günler yaşanacak.
DİSK’e bağlı Enerji Sen Eren Enerjiye ait termik santrallerde her türlü engellemeye rağmen örgütlenme çalışmalarını sürdürüyor. Bilindiği gibi sendikalaşmak anayasal bir hak. İşçiler işte anayasadan kaynaklanan bu demokratik haklarını kullanıyor.
Perşembe gününe dönelim.!
Enerji Sen’in basın açıklamasına Zonguldak’taki demokratik kitle örgütlerinin başkan ve yöneticileri, CHP İl, Merkez ve Kilimli ilçe başkan ve bazı yöneticileri ile destek verdi. Örgütlenme çalışmaları sırasında işten atılmaların yapıldığı bu günlerde CHP ve diğer kitle örgütlerinden gelen bu destek sendikacılar ve Enerji işçileri için oldukça önemliydi.
Ancak; yeter mi? Yetmez. Öyle anlaşılıyor ki, gelecek günler ciddi eylemlere gebe. Eyleme desteği de bu oranda arttırmak gerek.
Zonguldak’taki kitle örgütleri yöneticiler yanında üyelerini, emeğin en yüce değer olduğuna inanan CHP il ve ilçe yöneticileri ise üyeleri ile birlikte ve “basın açıklamasına işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayan Belediye Başkanları (!)” ile bu eyleme destek için şimdiden hazırlanmalılar.
Burada bir parantez açıp Zonguldak Basınının yaşananlar karşısında duyarsızlığına değinmek isterim. Eren İşçilerinin haklı eylemini nedense Zonguldak basınında yeterince yer almıyor. Hatta basının satılık kalemleri örgütlenme çalışmalarına resmen saldırıp sendikayı karalamaya eylemi kırmaya çalışıyor. Kalemini satmış karalama peşinde koşan biri geçtiğimiz günlerde “Allah’ın sopası yok, işte böyle yapar” dedirtecek cinsten bu olay yaşadı. Tabi bu sözümüz anlayana.
Yine Perşembe günü basın açıklamasını takip eden gazetecilerin haberlerini nedense basında yer almadı! Zonguldak Basını bu önemli görevini yapmadığı için Enerji Sen basın bülteni ile yaptıklarını duyurmaya çalışıyor. Zonguldak Basını aslı görevi olan “halkın haber alma hakkına” saygılı olmak ve görevini yapmak zorundadır.
Şunu unutmayalım! Gelecek günler Eren Enerjide çalışan işçilere sözle değil, eylem ile destek olmayı gerektiriyor.
İşte basın açıklamasında gelecek günlerde yapılacak mücadelenin işaretleri vardı. Bize destek olun işimize, ekmeğimize, çoluk çocuğumuzun geleceğine sahip çıkalım çağrısı, daveti vardı. Bu haklı çığlığı duymak ve anlamak gerek.
Eren Enerjide çalışan işçiler neden haklılar ve neden destek olunmalı.
Öncelikle kurulan Termik Santraller bu bölgeyi “termik cehenneme” çevirmiş durumda. Bu olumsuzluk sadece çalışanları değil, yörede tüm yaşayanları yakından ilgilendiriyor.
Çünkü bu santraller her gün çevreye içinde çok tehlikeli (kükürt, karbon gibi kimyasallar içeren) 450 milyon m³ zehir saçıyor. Söz konusu santraller aynı zamanda bu yöreden günde 350 milyon m³ oksijen emiyor.
Bu santraller kurulurken bu bilgiler yöre halkına defalarca anlatıldı, ancak “çocuklarımız işe girecek, ekmek sahibi olacak” anlayışı ile sessiz kalındı, hatta aldatıldı. İşte o işçiler yani çocuklarınız şimdi işten atılıyor. Bu nedenle ekmek mücadelesi veren o işçilere destek olmalısınız.
İş güvencesinin teminatı ve garantisi sendikal örgütlenmeden geçer. Sendikal örgütlenmenin olmadığı iş yerlerinde iş güvencesi patronun paşa gönlüne kalmıştır. İş güvencesinin olmadığı bir yerde işçiler çoluk çocuğunun gelecek planlarını yapamaz. İşte bu temeller üzerine işçiler örgütlenmek ve bir birine omuz vermek zorundadır.
Ayrıca, Türkiye de Enerji iş kolunda bu ücretlerle çalışan bir başka santral işçisi yoktur. Sendikal örgütlenmeyi önlemek için işverenin verdiği zamlar kalıcı değil geçicidir. İşverenin dilediği, istediği ortam oluştuğunda aynı çay ve su ihtiyaçlarının kaldırıldığı gibi geri alınacaktır.
İşten çıkarmalar kesinlikle sendikal örgütlenmeyi önleyeme yönelik korku salmak için yapılan patron saçmalığıdır. İşten çıkarılan iki işçi arkadaşınıza bir kaç gün önce “performans ödülü”verilerek düz işçilikten vasıflı işçiliğe terfi ettirildiklerini unutmayınız.
Çalışma yaşamında görülmüştür ki, işçiler örgütlü olduklarında, güçlerini birleştirdiklerine ekmeğine sahip çıkmış, geleceğini düzenleye bilmiştir. Örgütlenmekten korktuklarında köle durumuna düşmüşler ve çoluk çocuğu ile sefaleti yaşamışlardır.
Şu unutulmasın; örgütlü güç yıkılmaz. Ekmeği için direnen içilerin kaybettiğini tarih yazmamıştır.
TURGUT GÜVEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder