31 Ekim 2017 Salı

Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya'ya çağrımdır…

Elmas 67 yazarlarından Sevcan ÖZELLİ yine yazdı. Birileri kahraman edası ile ortalıkta gezerken, birilerinin de gerçekleri kaleme alması gerekiyordu oda size düşmüş. Emekten yana, halktan yana bakışınız için teşekkür ederiz. Emeğinize, kaleminize sağlık.


Sayın Fatih Bey; Çatalağzı ve Muslu’da kurulu olan ve yeni kurulacak termik santrallerin, insan sağlığına ve çevreye verdiği zararlarla ilgili yapmış olduğunuz yayınlar, hem bölgede hem de ülke genelinde son derece etkili ve uyarıcı olmuştur.
Size bölge halkı ve tüm hemşerilerim adına teşekkürlerimi sunarken, bazı konularda eksik haber yapıldığını da naçizane ifade etmeliyim.
Görülen birinci eksiklik; tüm bölgede değil de, dar bir alanda yaşayan insanların görüşlerini almanızdır.
Aslında hem termik santrallerin kurulu olan bölgede, hem kül barajlarının kurulmuş olduğu alanda yaşayan halkla görüşmeniz doğru olurdu.
Ayrıca hastanelerde yatan insanların, hasta olmalarına sebep olan iş ve işlemlerin, bölgede artan ölüm olaylarının nereden kaynaklandığının da araştırılmasına ihtiyaç vardır.
Görülen ikinci eksiklik ise termik santrallerin yöneticilerinin, bölge halkından çalışanlarıyla ilgili yapmış oldukları iş ve işlemlerdir.
Eren Enerji termik santralinde yaklaşık bir senedir Anayasal örgütlenme hakkını kullanarak, sendikalı olmak isteyen işçiler kapı dışarı edilmiş ve edilmektedirler.
Bu konuda CHP’li bölge belediyeleri işçilerin değil, termik santral sahiplerinin yanında olmuşlardır.
İsmail Küçükkaya’nın programına katılan ve halkı zehirleyen eski termik santraller yerine, yeni kurulacak santrallerle ilgili tehlikelere dikkat çeken Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün, sendikaya üye olan işçilerin sendikan ayrılmaları konusunda etkili olmuştur.
İnsanın içinden bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demek geliyor.
Eren Enerji’nin A kapısında uzun süredir her Cuma seslerini duyurmak için eylem yapan, işten atılmış olan 14 işçinin sesine kimse kulak vermemektedir.
Sendikalı oldukları için işlerinden olan bu işçiler, sadece ekmeklerini tekrar kazanmak ve işe geri dönebilmek için eylem yapıyorlar ve seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Buna karşılık Eren Enerji yönetiminin işten atılmalara gösterdiği gerekçe ise işçilerin sendikalı olması değil, iş ahlakına uymayan tavır ve davranışlarıdır.
Eren Enerji yönetimi öylesine insancıl kişilerden meydana geliyor ki; iş ahlakına uymayan işçileri tazminatsız atmak yerine, tazminatlarını ödeyerek kapı önüne koyuyorlar.
Geçen yılda, daha önceden özelleştirilen ÇATES termik santralinde farklı işler atılmalar olmuştu.
Esas işte çalışan ama taşeron kadrosunda bulunan işçiler, ÇATES’in kadrosuna geçmek için eylem yaptılar ve 138 işçi kapının önüne bırakıldılar.
Bu işçiler seslerini yeterince duyuramadıkları, siyasiler tarafında gerektiği kadar desteklenmediği için işlerinden olmuşlardır.
Hem sağlıkları hem de emekleri sömürülen bütün işçilerin seslerinin duyurulmasına ihtiyaç vardır.
Biz yerel basın olarak yeterince etkili olamadık.
Ama FOX TV’nin ulusal bir yayın kuruluşu olarak etkili olacağı, geçmiş yayınlarınızdan da anlaşılmaktadır.
Sayın Fatih ve İsmail Beyler; Çatalağzı ve Muslu halkının acı feryatlarını ülke kamuoyuna duyurduğunuz için tekrar teşekkür ediyorum. Yukarıda yazdığım konuları da gündeme getireceğiniz ümidiyle başarılarınızın devamını diliyorum.
***
TTK’nın geleceği ve Zonguldak AKP Milletvekilleri
TTK’nın ruhsatının parçalanarak meclis komisyonunda kabul edildikten sonra, işletilmesinin ihale yoluyla özel kömür işletmelerine verilmesi konusunda AKP milletvekilleri net olarak açıklamalarda bulunmuyorlar.
Konu komisyonda kabul edildikten sonra Zonguldak’a gelen AKP Milletvekili Hüseyin Özbakır, karayolu tünellerinde fotoğraf verdi.
Zonguldak’ı tamamen gözden çıkarmışken; 15 yılda tamamlayamadıkları karayolu ve tünelleri, Özbakır’ın olduğu AKP heyetinde yer alan İl Başkanı Tosun’un dediğine göre, %80’nini 2018 yılı sonuna kadar ancak tamamlayacaklarmış.
Kamuoyu ayrı telden çalıyor, beyzadeler başka bir telden!
Yaşanan gelişmelerden sonra, bilhassa Özbakır sosyal medya da eleştiri yağmuruna tutuldu, TTK sorununu gündemden düşürmek için, birileri hemen buradan mağduriyet yaratmaya çalıştılar.
GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci Özbakır’la ilgili yalan söylemiş ve şövenistlik yapıyormuş.
Neymiş bazı AKP’liler ve maden işçileri de, sosyal medyada Özbakır’a sahip çıkıyormuş.
Özbakır’a sahip çıkanlar sakın TTK’nın sahalarında gözü olan maden şirketi sahipleri olmasın?!
Geçin bunları!
Torba Kanunda TTK ile ilgili 58.madde görüşülürken, Özbakır herhangi bir itirazda bulunmuş mu?
Yok!
Yalandan mağduriyet yaratmaya kalkmanın kimseye faydası olmaz.
Öte yandan AKP Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu ise komisyonda TTK’nın özelleştirmesini savunmadım derken, konu ile ilgili basına verdiği metinle kendini yalanlıyor.
Torba yasada TTK ile ilgili 58.madde görüşülürken yaptığı konuşmada, değişikliğin arkasında durduğu açıkça anlaşılıyor.
Çaturoğlu Şark kurnazlığı yapayım derken, kendi kazdığı kuyuya düşüyor!
AKP Zonguldak milletvekilleri, CHP Zonguldak milletvekilleriyle birlik olup, TTK ile ilgili değişiklik maddesini torba yasadan çıkarmak isteseler, inanın başarılı olurlardı.
Ancak AKP’li milletvekilleri tepeden, atama yoluyla geldikleri için, şimdi seslerini çıkaramıyor.
Ayrıca Devrek’in ağası Ulupınar’ın böyle sessiz kalmasını kamuoyu hiç anlamıyor.
Adam sanki konuda kaçmak için yurt dışına gitti ve adeta ruh oldu!
Sonuç olarak AKP’nin atanmış milletvekilleri sanki TTK işçilerinden ve onların ailelerinden oy almıyorlar da, kömür şirketi sahiplerinin verdiği oylarla Ankara’ya gidiyorlar!
***
Yazıyı tamamlamıştım ama bağlantılı bir konuya daha değinmek istiyorum.
TTK’nın özel sektöre peşkeş çekilmesine itiraz eden işçilerin ve Zonguldak Kömürspor taraftarlarının son maçta açmış olduğu pankartlar, siyasi olduğu gerekçesiyle emniyet güçleri tarafından toplandı.
Ölümü pahasına, ekmeğini kömürden çıkaran insanların TTK’nın göz göre göre peşkeş çekilmesine karşı çıkmaları, yaşamın olağan akışına uygundur ve siyasi bir davranış olarak nitelenmemelidir.
Zonguldak’tan yarın ayrılacak olan kamu görevlilerinin pankartları toplatarak, AKP’li siyasilerin isteklerine ve beklentilerine paralel hareket etmeleri, işte asıl siyasi olan davranış budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder